10 Mart 2010 Çarşamba

Ay'a sakladın...


Herşey kötü ya değil mi ? Hiç bir şey istediğin gibi gitmedi ve nasıl da hüsrana uğrattı seni? Hayallerin yıkıldı, kızdın, öfkelendin ve hatta ağladın deliler gibi. Arkası gelmeyen sorular kovaladı düşlerini; sense Ay’a sakladın güneşini; geceyi, gündüz hiç gelmeyecekmiş gibi kutsadın...Takılıp kaldın nedenlere; sonuçlarda kaybettin kendini... ve hatta inkar ettin bildiklerini... Arkası gelmeyen sorularla sorguladın durmaksızın onu, bunu, şunu...ve hatta suçladın yaşadıklarını! Kızgındın ve öfkeli, tüm bunlar neden senin başına geldi ki? Öyle ya; sen bunları hakkedecek ne yaptın, öyle değil mi? Peki... dur şimdi, soluklan... öfkelisin , kime bu öfke? Kendine mi kızgınsın? İzin verdin incitilmeye, tükenmeye.... yoksa ona mı? öyle ya nasıl yapar sana tüm bunları?.. Dur bekle acele etme karar vermek için; belki de diğerlerinedir tüm öfken; ne de olsa hiç anlamadılar seni.. Ya Hayat’a ne demeli kovaladıkça kaçtı avuçlarının arasından tüm hayallerin öyle değil mi? Değil mi ya ne bitmeyen sorular, sonu gelmeyen cevaplar....bitmez.... bitmez... Binbir gece masalları gibi uzar gider.....halbuki bir bakabilseydin Ay’ın arka yüzüne; bir anlayabilseydin aslında günü aydınlatanın Ayîn arkasına gizlenemeyeceğini; bir soluklanıp yaşadıklarına isyan etmeyi bırakabilseydin eğer; anlayacaktın; gündüze gebe tüm sıkıntılar, sana aslında hep düşlediklerini getirmişler....Sen sadece bakmayı bil yeter...Hayatının kesitlerinde geceyle sıkıştırılmış tüm o sıkıntılar ki düşlerin için ekilmişler, aydınlığın için gerekliydiler.....şimdi bir kere olsun dinle beni ve güne izin ver....

Sevgiyle...


Özgür Atılım Özçelik'e fotograf için teşekkür ederim...:)